Damar Otu

Damar Otu (Plantago lanceolata)

Geçmişten günümüze astım hastaları  bıldırcın yumurtasından şifa bulmaktadır. Bunun nedeni bıldırcın doğada bulunan damar otunu yemesi ve etken maddelerin yumurtaya geçmesidir. (Bu özellik çiftliklerde yetiştirilen ve marketlerde satılan bıldırcın yumurtalarında bulunmaz.)

Yani araştırmalar sonucu içeriğindeki tanenler ve aucubinin iltihap giderici ve antibakteriyel etkileri işe ağız, boğaz ve üst solunum yollarının iltihabi hastalıklarında mukoza üzerine yayılan ve yapışan musilaj (zamksı) maddenin etkili olduğu anlaşılmıştır. Antihepatotoksik etkisi kanıtlanmış olup bu etki silimariden daha güçlüdür. Balgam, öksürük, boğmaca, bronşiyal astım ve akciğer tüberkülozunda etkili olabilmektedir. Nefes darlığında, bronş genişletici olarak kullanılabilir. Türkiye’de çok eski zamandan bugüne bu bitkinin lapası çıbanların üzerine bağlanır ve ertesi gün bu çıbanların patlaması ve irin’in dışarı akması sağlanırdı.

Sırbitan’da Novi Sad Üniversitesi’nde, damar otu anti-inflamatuar etkisi incelenmiş. Kalp-damar hastalıkları üzerindeki olumlu etkilerinden dolayı tavsiye edilmektedir.

Ankara’da Gazi Üniversitesi’nde damar otu geleneksel tıpta karaciğer hastalıklarına karşı koruyucu etkileri incelenmiş, karaciğer üzerinde lipit peroksidasyonunu önlemek ve lipit perosidasyonunun yarattığı hasardan karaciğeri korumak için kullanabileceği saptamıştır. AST ve ALT değerlerini normal düzeylerinde tuttuğu yine deneyler sonucunda gözlenmiştir. Enzim seviyelerini düzenleyerek karaciğeri koruma özelliğine sahiptir.

Halk arasında adından mütevellit damar açıcı olarak kullanılmış olsa da en çok akciğer hastalarında etkilidir.