Devedikeni (Silybium marianum / Carduus marianus)

Yöresel adları: : Akkız, Deve kengeri, Kengel, Meryemana dikeni, Sütlükengel, Uslu kenger, Şevkülmeryem

Toplama Kurutma: Akdeniz, Karadeniz, Ege ve Marmara Bölgelerinde yoğunlukla yetişir. En uzun boylu diken türüdür (150cm kadar). Genellikle güneşli yol kıyılarında ve tarlaların aralarındaki yolların kıyılarında yetişir. Yaprakları soluk yeşil renkli, beyaz damarlı, kenarları derin dişli ve dikenlidir. Sapın ucunda, enginarı andıran mor çiçekleri vardır. Meyveler(tohum) koyu renkli ve 5-7mm uzunluğundadır. Ağustos-eylül aylarında olgunlaşan meyveler(tohumlar) toplanır ve açık havada iyice kurutulur.

Bileşim: Karaciğeri koruyucu etken maddeler kompleksi, üç flavonolignan’dan oluşan Silymarin. Acı maddeler, taxifolin, Quercetrin, sabit yağ, albümin, müsilaj. Etkileri: Karaciğeri koruyucu, zararlı ve zehirli maddelerden arındırıcı, karaciğer hücrelerinin regenerasyonu (kendini yenilemesi) konusunda etkili, safra salgılarını arttırıcı, anne sütünü arttırıcı ve antidepressif.

Kullanım alanları: Bitkinin etken maddeleri karaciğeri genel anlamda korur ve özellikle çok yaygın olan karaciğer yağlanmasında rejeneratif(doku yenileyici) etkiye sahiptir. Karaciğer hastalıkları gitgide yaygınlaşmaya başladı. Genellikle sarılıkla birlikte görülen akut hepatit (bulaşıcı karaciğer iltihabı) zamanımızda adeta salgın hastalıklar sınıfına girdi denilebilir. Ama gereğinden fazla beslenme ve aşırı alkol tüketimi de, karaciğer dokularının büyük bir bölümünü çalışamaz duruma sokan karaciğer yağlanmasına yol açabiliyor. İşte bu durumda devedikeni tohumu, hiçbir yan etkisi olmayan, spesifik(özgül) bitkisel ilaçların en önde gelenidir. Bitkinin etken maddesi Silymarin, yüksek dozlarda bile hiçbir yan etki içermez ve karaciğer dokularının yenilenmesinde fevkalade etkilidir. Ayrıca bu etken madde, karaciğeri zararlı ve zehirli maddelerden de büyük bir başarıyla temizleyebiliyor. En etkili zehirlerle yapılan hayvan deneyleriyle kanıtlanmış bir gerçektir bitkinin bu önemli özelliği. Kısaca söylemek gerekirse, duyarlı ve hasta karaciğerlerin korunması için, devedikeni tohumu çayı bir kür biçiminde önerilmelidir. Gerçi tıp doktorları genellikle karaciğer hastalarına çay kürü önermez, ama bitkinin preparatlarını kullandırırlar. Standardize edilmiş bu preparatlar gerçekten de bitki çayından daha etkili olabilirler. Bu tedavi sonunda rahatsızlıklar kısa sürede azalır ve kişi genellikle eski sağlığına kavuşur.

Hepatit ve sarılık hastalıklarına karşı veya bir iltihaplanma, aşırı alkol tüketimi veya uygulanmış olan bir kemoterapi nedeniyle oluşan karaciğer zararlarına karşı da öncelikle devedikeni tohumu çayı veya preparatları kullandırılmalıdır. Bağışıklık sisteminin işlevinde önemli görevleri olan karaciğer, herhangi bir nedenden ötürü uygulanan kemoterapilerden büyük zararlar görebilir. Bu tür zararların belirli sınırlar içinde kalması için de, uygulanan kemoteripelere eşzamanlı olarak devedikeni çayı veya preparatlar mutlaka kullandırılmalıdır. Bu destekleme tedavisini engellemeye çalışan doktorların, kesinlikle hiçbir yan etki içermeyen bu bitki hakkında mutlaka uyarılmaları gerekir. Doktor bitki kullanmama izin vermiyor! diyerek, boynunuzu büküp teslim olmamanız gerekiyor. Tabii ki doktorumuza güveneceğiz, ama çok iyi bildiğimiz konular hakkında bilgisi olmayan doktorumuzu da mutlaka uyaracağız! Onu ikna etmek için bilgi ve belge sunmaya çalışacağız. Yaşam boyunca hemen hemen her gün çok yaşamsal kararlar almak zorunda kaldığımız halde, hastalandığımızda tüm geleceğimizi yalnızca bir doktorun eline niye teslim edelim ki?! Burada güttüğüm amaç, hastaların doktorlarına karşı isyankar tavırlar sergilemelerini teşvik etmek değildir, yaşamları söz konusu olduğunda hasta kişilerin bu hastalığa karşı verilen savaşa katılmalarını sağlamaktır, çünkü, böyle davranan hastaların iyileşebilme şanslarının, kendilerini doktorun eline teslim ederek boynunu büken ve kaderine rıza gösteren hastalara oranla çok daha yüksek olduğunu tıp doktorları da çok iyi bilirler. Ama sanırım bu konuyu çok uzattım.

Devedikeni tohumu ayrıca, safra salgılarını ve anne sütünü arttırır, antidepressif etki içerdiği de varsayılır. Varis hastalığına karşı da dahilen kullanılabilir. Devedikeni preparatları: Dünya eczanelerinde satılan bu karaciğer ilaçlarından bazılarının adlarını burada belirtmek istiyorum: Bilikura forte, Durasilymarin, Legalon, Marianon, Silibene 140…

Kullanım biçimleri: Bir tatlı kaşığı dolusu devedikeni tohumu havanda hafifçe ezilir, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sicak suyla haşlanır, 10-15 dakika demlendirildikten sonra süzülür. Taze demlenmiş çay sıcakken ve yudumlanarak, sabahları aç karnına, öğlen yemeğinden yarım saat önce ve yatmadan yarım saat önce birer bardak içilir. Devedikeni tohumu, nane ile karıştırılarak da demlenebilir; böylece, yalnızca yeni bir lezzet oluşturmakla kalınmayıp, çayın iyileştirici gücü de arttırılmış olur.

Tentür kullanımı: Carduus marianus, öncelikle karaciğer ve safrakesesi ağrılarıyla birlikte gelişen karaciğer hastalıklarına karşı kullanılabilir. Ayrıca, safrakesesi iltihabı, alında odaklanan baş ağrıları, siyatik, kas romatizması ve baldır yaralarına karşı başarıyla kullanılabilir.

Genellikle, başlangıç tentürü Ø, D1 ve D2 seyreltileri kullanılır. Günde 2-4 kere, 20-25 damla tentür, biraz suyla inceltilerek alınır ve kısa bir süre ağızda tutulduktan sonra yutulur.

Uyarı: Devedikeni tohumunun bilinen hiçbir yan etkisi yoktur ve herkes gönül rahatlığı ile kullanabilir

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com’da Blog Oluşturun.